Ön siparis 14.10.2016
Dinler arasi diyalog kavraminin insan, ahlak, sosyal ve sempatik karateri hemen hemen bütün
insanlarin ve toplumlarin ilgisini cekmektedir. Kendi dogal akisi disinda, uzmanlarca özel amacli projelendirilisinden günümüze kadar gecen sürede olusan düsünsel birikim ve gerceklestirilen uygulamalar bize göstermistir ki bu alan kullanilis amacina göre yararli sonuclar ortaya koyabildigi gibi hedef kitleyi dönüstürme, arzulanan yönde etkileme ve en somut örnek olarak da misyonerlik icin vasita olarak kullanilmistir.

Bu calisma, Hiristiyan dünyasindaki gelismelerden ve özellikle Katolik Kilisesinin dünyaya acilma planindan hareketle II. Vatikan Konsilinde teolojik temelleri aciklanan, Vatikan tarafindan hazirlanan ve uygulanan üstdüzey bir projenin fotografini ortaya koymaktadir. Bu projeye göre, Kilise dünyaya günümüz sartlarina uygun yeni bir mesaj vermek istemekte ve bunu uygun bir dille ve cagdas yöntemlerle yapmak istemektedir.

Vatikana göre dinler arasi diyalog alani planlanan cagdas misyon calismalari icin degerli, verimli ve vazgecilmez bir aractir. Bu yaklasimda kültür merkez bir kavramdir. Hiristiyan mesajinin ulastirilmasi planlanan hedef kitle önce yakindan incelenmelidir. Kültürel unsurlarin etüdü tamamlandiktan sonra gerceklestirilecek uygun enjeksiyon hem mesajin iletilmesini hem de arzulanan dönüsümü saglayacaktir. Iste dinler arasi diyalog süreci hedef kitleyi tanimada, özelliklerini etüt etmede, alana iliskin gelistirilen yöntem ve üretilen terminoloji ile önemli bir fonksiyon icra etmektedir.

Kitap, Hiristiyan dünyasinda misyon alaninda meydana gelen tikanmanin sebeplerini, II. Vatikan Konsilinde ilan edilen yeni yaklasimlari ve dinler arasi diyalog sürecinin cagdas misyon calismalarinda nasil kullanildigini cesitli yönleriyle ele almaktadir.