Can Habip Türkerin 3. kitabi Uruz ile Bedisa Ebabil Siirden cikti. Türker kendi poetikasini bir imkan poetikasi; farkli dil imkanlarini edimsellestirme seklinde tanimlamaktadir. Nitekim ilk kitabindan itibaren onun siirini cesitli dilsel imkanlari edimsellestirme calismalari olarak okuyoruz. Siirlerinde insanin insanla tarihsel-diyalektik iliskisini Türk mitolojik unsurlardan yararlanan mitik bir dille yorumlayan Türker, sadece mitolojik unsurlari degil, ayrica eski Türk siirini de yeni bir siir dili olusturmada bir imkan olarak kullanarak günümüz Türkcesinde yeni bir siir dili olarak edimsellestirmektedir. Uruz ile Bedisa dilin ve kültürün geldigi noktada Dede Korkutun dil imkanlarindan yola cikarak, Türkcenin Anadoludaki dil haritasindan yararlanarak cagdas Türkceye yüksek bir siir dili kazandirma cabasindadir. Destanlarin diger siir türlerinden farki belli bir olay örgüsüne dayanmalaridir. Kazan oglu Uruz ile Gürcü krali Sökli Melikin kizi Bedisa arasinda gecen aski konu edinen Uruz ile Bedisa ayni zamanda cagdas siirimize bir ask destani sunmaktadir. Dede Korkut zamanini ve dünya görüsünü temel alan kitap Dede Korkutun düste ozana bu ask soyunu soylamasi ile baslamaktadir. Türker günümüzde gelenekle nasil iliski kurulabileceginin basarili bir örnegini vermektedir.