Sanat tarihcisi tarihci nitelemesine siginarak ne cagindan ne gününden soyutlayabilir kendini. Biz gecmisin olaylarina ancak cagimizin yasanmasiyla elde ettigimiz görüntü perdesi araciligiyla bakabiliriz. Sanat yapitina sanatsal bilincle ve duyarlikla sizabilmek icin kuramsal hazirlik zorunludur. Estetik bilimi büyük ölcüde bu kuram birikimini sunar fakat bununla da yetinilmemelidir. Sanat tarihcisinin, bir sanat yapitini, estetik biliminin sundugu araclarla degerlendirip gercek tarihsel yerine oturtabilmesi icin elestirel bir tavirla yapitlara egilmesi gerekir.
Günsel Renda, Bedrettin Cömertin sanat tarihi seminerinde yaptigi bu anlatiminda farkinda olmadan aslinda kendini tanimladigini söylüyor. Gercekten de Bedrettin Cömert tam olarak bu öngörüsünde belirttigi yerden elestirel ve güncel bir perspektifle yaziyor. Böylelikle etkileyici meraki ve yüksek duyarliligiyla okuru da kendisi gibi cesurca bakmaya davet ediyor.
Estetik, 1978de 38 yasinda yasamini kaybeden bu düsünce insaninin ele aldigi konulara yaklasimini aydinlatacak bir kilavuz kitap. Ayni zamanda estetik konusuna getirilen temel yaklasimlarla Aristoteles ve Platona dair degerlendirmelerle de nitelikli bir calisma. Tüm bunlarin ötesinde bugün estetigin yerini yeniden düsünmek icin bir cagri.